TANIM : Kişinin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik, ataklık, istekleri erteleyememe (impulsivite) ve dikkat süresinin kalıcı ve sürekli olarak kısalığı ile kendini gösteren bir bozukluktur (APA, 1994).
TEMEL BELİRTİLER :
· Dikkat sorunları,
· Aşırı hareketlilik,
· İstek ve dürtüleri engelleyememe.
Bu belirtiler ;
ü 7 yaştan önce başlamış olmalı,
ü Kalıcı ve sürekli olmalı (en az 6 aydır),
ü Birden fazla ortamda görülmeli (hem ev, hem okul).
İLKÖĞRETİM
§ En sık bu dönemde tanı konulur,
§ Sakin ve sessizce sırada oturamaz,
§ Dersi dikkatle dinleyemez, etrafı ile daha çok ilgilidir,
§ Sorulan sorulara sonunu beklemeden, söz istemeden yanıt verir,
§ Verilen görevleri tam olarak yerine getirmez,
§ Diğer çocuklarla ilişki sorunları olabilir,
§ Kendisine benzer çocuklarla arkadaşlık kurar,
§ Eşyalarını tam olarak getirmez, kaybeder ve dağınıktır,
§ Ev ödevlerini almaz, evde ödev yapmak sorun olur,
§ Akademik başarısı kapasitesiyle orantılı değildir.
ERGENLİK DÖNEMİ
§ Hiperaktivitede azalma olur ama kıpır kıpırlık devam eder,
§ Ders dinleyemez, uykulu bir hali olabilir ya da kalem çevirme, resim yapma gibi şeylerle uğraşır,
§ Akademik başarı daha ciddi düzeyde sorun olmaya başlar,
§ Öğretmenlerle ilişkilerde sorunlar yaşanır, karşılık verir, saygısız, ilgisiz bir öğrenci olarak nitelendirilir,
§ Aile ve arkadaş ilişkilerinde sorunlar olabilir,
§ Benlik saygısında azalma, depresyon görülebilir,
§ Duygu durumu değişkendir, aniden öfkelenebilir,
§ Sigara, alkollü madde kullanımı başlayabilir,
§ Yasal sorunlara neden olabilecek riskli, tehlikeli davranışları olabilir.
D E H B SIKLIĞI :
§ İlkokul çağındaki çocukların % 3-5 inde; yani her 20-30 çocuktan birisinde görülme ihtimali çok yüksek
§ Her sınıfta en az bir çocukta bu sorunun bulunma olasılığı var,
§ Erkeklerde kızlara göre 3-4 kat daha fazla görülüyor,
§ Çocukluklarında DEHB bozukluğu olanların % 80 i ergenlikte, % 30-65 i erişkinlikte de bu belirtileri taşırlar,
§ Yetişkinler arasında % 1-2 sıklıkta görüldüğü ildiriliyor (ABD ve Kanada da).
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNA EŞLİK EDEN BELİRTİLER
§ Dağınıklık, düzensizlik,
§ Saldırgan davranışlar,
§ Sosyal ilişkilerde sorunlar,
§ Düşük benlik saygısı,
§ Dalgınlık, hayal kurma,
§ Sakarlık, koordinasyon güçlükleri,
§ Tutarsızlık,
§ Bellek sorunları.
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN
ÇOCUK VE GENÇLER İÇİN
OKULDA VE SINIFTA YAPILABİLECEKLER
1. DUYGUSAL OLARAK GÜVENLİ BİR ÇEVRE OLUŞTURMAK
Bireysel farkların ve ihtiyaç duyulan değişikliklerin önemini kabul ederek, çocukları bireysel ihtiyaçlarına göre eğitmek çok önemli. Bu da öğrencinin entellektüel kapasitelerini ortaya koyan ve benlik saygısını geliştiren eğitici bir çevre yaratmakla mümkün. Sınıf ve okulda, öğrencinin özellikleri ile uyumlu değişiklikler yapmak, öğrencinin davranışlarını ve performansını etkiler. Destekleyici bir çevre anksiyete ve stresi azaltır. Öğrencinin öğrenmedeki alıcılığını arttırır. Olumsuz bir okul ya da sınıf çevresi, öğrencinin kızgınlık, engellenme ve stres yaşamasına yol açar. Bu duygular dikkat ve konsantrasyonu azaltır, öğrenmeyi olumsuz etkiler, hiperaktiviteyi arttırır, benlik saygısını azaltır.
Öğrencinize saygı duyun ve saygılı davranışlarınızla öğrenciye model olun. Bir öğrenciye öğretmeni saygılı davranmıyorsa, onun kişisel, akademik ve sosyal başarı deneyimleri daha az olacaktır. Ayrıca öğrencinin, saygı ve ilgi duyduğu öğretmenine yardım etmesi için izin verdiğini unutmamak gerekir.
Öğrencinizin semptomlarına duyarlı olun ve ona empatik yaklaşın. Eğer öğretmen bu semptomlara duyarsızsa, akranları da öğrenciye olumsuz tepki verme eğiliminde olacaklardır.
Öğrenciyi akranlarının anlamasına yardım edin. Öğrencinin sorunu ile ilgili akranlarına bilgi vermeden önce kendisi ve ailesinden izin alın.
Öğrencinin davranışlarını benlik değerinden ayırın. Alışılmamış davranışlarından ötürü, “kötü, aptal, tembel, çılgın, yaramaz” gibi kişiliğine yönelik nitelendirmelerden kaçının. Akranlarının da bu tip yakıştırmalarda bulunmalarına izin vermeyin.
Sınıf arkadaşları önünde eleştirmekten kaçının. Bu tutum, diğer öğrencilerin, çocuğun yanlış davranışı üzerine odaklanmalarına fırsat verir.
Sınıf toplantıları düzenleyin. İlk sınıf toplantısı okulun başlangıcından hemen sonra, mümkün olduğu kadar çabuk olmalıdır. Bu karşılaşma, problem çözme mekanizmalarını geliştirmek, kurallara ihtiyacı tartışmak için bir araç olur.
Çocuğun performansına yönelik olarak, yargılayıcı olmadan, tarafsız ve kararlı doğru geribildirimler vermeye çalışın. ( “Senin ........... yapmanı istemiyorum. Ben şimdi senin .............. yapmanı istiyorum.” gibi.
Yanına öğrenci ile uyumlu bir ilişki sürdürebilecek, uygun bir öğrenci modeli oturtmaya özen gösterin. Hem öğrencinin yapmakta zorlandığı şeyleri yapabilen (not alan, görevini tamamlayan), hem de model olup, uygun davranışını destekleyerek ona yardım eden biri olmasına dikkat edin. Çevresini de (sınıfta, bahçede, servis aracında) uygun davranışları olan arkadaşları ile çevrelemeye çalışın.
2. DİKKATSİZLİK
Öğrencinizi size yakın bir sırada oturtun. Özellikle cam kenarı, çok uyaranlı bir duvar veya arka sıralarda oturtmaktan kaçının.
Yönergelerinizi açık ve net bir biçimde vermeye çalışın. Detayları azaltın. Yönergelerin daha kolay anlaşılması için sözcük ve grameri gözden geçirin. Fazla soyutlama kullanmamaya dikkat edin.
Yönerge vermeden önce bir giriş cümlesi kullanarak genelde sınıfın, özelde bir öğrencinin dikkatini üzerinize toplayın. Size kulak verdiğinden emin olun.
Sözel bilgiyi, bir seferde bir yönerge vererek yavaş ve kısa sunun. “Şimdi matematik kitabını aç, beşinci sayfayı çevir, birinci sütunu yap” gibi bir seri yönergeyi ardarda sunmayın. Öğrenciye bilgi işlemesi için fırsat vermek üzere, her bir adımın sunumundan sonra bekleyin.
Yönergeler fazla karışık ve uzun verildiği zaman, görevin başlamasından önce yönergeyi öğrenciye tekrar ettirin. Grup önünde bu yaklaşımı kullanmaktan kaçının.
Gerektiğinde somut örneklerle yönergelerin anlaşılmasını kolaylaştırın. Mümkün olabildiği ölçüde sözel yönergeleri, görsel uyarıcılarla bir arada kullanın.
Canlı ve dikkatli kalabilmeleri için yeni, farklı, ilgi çekici uyaranlara ihtiyaç vardır. Bu nedenle daha az ilgi çeken işi, daha çok ilgi çeken bir iş (görev, ders) izlesin.
Çalışmaları birkaç kısma bölün. Her bir bölümü tamamladıkça mola verin. Öğrenciye devam etmeden önce dinlenme ve/veya hareket fırsatı sağlayın.
Dikkat gerektiren bir görevi daha kolay, daha az dikkat gerektirici bir etkinliğin izlemesine özen gösterin.
Dikkatini toplamakta güçlük çektiğinde, daha önce üzerinde uzlaştığınız bir işaret ile öğrencinizi uyarın.
Yer değişikliği veya hareket ile öğrencinin dağılan dikkatini yeniden odaklamaya çalışın.
Okunan bir parçayı izleme sırasında oluşan problemleri gidermek için (yerin kaybı, eksikler, tekrarlanan kelimeler, satır atlamalar vs) öğrencinin parmak, kitap ayracı ya da bir kart kullanımı ile yazının takibini destekleyin.
3. HAREKETLİLİK
Fiziksel hareket için öğrenciye gün boyu fırsat sağlayın. Bu öğrencinin aşırı hareketliliğini azaltır (idareye kısa bir ziyaret yapmak, bir diğer öğretmene not götürmek, tahtayı silmek, ders sırasında kullanılmayan materyalleri toplamak, kalem açmak vs.).
Tüm sınıfın fiziksel hareketi için, belli aralıklarla faaliyetlere ara verin (örneğin öğrenciler ayağa kalkabilir, gökyüzüne uzanmaya çalışabilir, ayak ucuna dokunabilir, belini kıvırabilir vs). organizasyonun bozulmaması için uygun hareket seçeneklerini önceden belirlemekte yarar vardır.
Öğrencinin sınıfa ilişkin görevlerini tamamlarken, ayağa kalkmasına, ayaklarını sallamasına, sandalyede ileri geri sallanmasına izin verin. Hiperaktif davranışları azaltması için öğrenciye imkan veren ince motor davranışları, görmezden gelin (parmakları ile hafifçe sıraya vurma, sıranın üstünde kağıt parçaları ile oynama, küçük objelerle oynama, karalama yapma gibi).
Hareketli öğrenciler için, sınıf içinde farklı yerlerde iki oturma düzeni belirleyin. Hareket ihtiyacı olunca, birinden diğerine geçmesine izin verin.
Sınıf tartışması, grup projeleri, tahta çalışmaları gibi interaktif öğrenme stratejileri kullanın. Daha sakin etkinliklere geri dönerken öğrencilere ek bir süre tanıyın.
Çeşitli materyal ve metotların kullanıldığı, öğrenme merkezleri (laboratuar gibi) kurun. Böyle bir değişiklik göreve ilgi ve dikkati arttırır, hareketli bir öğrenci için hareket özgürlüğü sağlar.
Daha az yapılandırılmış, organizasyonun olmadığı, yüksek sesli ve kalabalık olan (toplu yemek yemek, servise binmek, koridorda dolaşmak gibi) durumlarda öğrencinin hiperaktivitesi artmaya eğilimlidir. Bu gibi durumlarda öğrenciyi öğretmeninin veya bu iş için görevlendirilen yakın bir arkadaşının yakın takibe almasında yarar vardır.
4. DÜRTÜSELLİK VE AGRESSİF DAVRANIŞLAR
Unutmayalım ki kontrolün yokluğu kötü davranış veya duygusal problemlerin bir ifadesi değil, nörolojik bozukluğun bir görüntüsüdür.
Dürtüsel davranışı mümkün olduğu kadar görmeyin. Mükemmeli beklemeyin. Böyle bir beklenti, öğrencinin kendisini daha engellenmiş ve impulsif olmasına yol açar.
Öğrenci yanlış davrandığı zaman, öğrencinin davranışının altında yatan nedeni anlamaya çalışın. Davranışı ile ilgili olarak kim, ne, ne zaman, nerede, nasıl, niçin sorularını sorun. “Davranış, öğrencinin nörolojik bozukluğundan mı, ilacın yan etkisinden mi, yoksa ebeveyn, öğretmen, akranlarla ilişkisinden mi kaynaklanmaktadır?
Kuralları ve beklentileri net ve açık bir şekilde belirleyin. Eğer öğrenci, öğretmenin kurallarını ve beklentilerini öğrenemezse veya kurallar ve beklentiler sürekli değişkenlik gösterirse; öğrenci sürekli anksiyete duyacaktır.
Kuralları daima pozitif olarak belirleyin.
Kuralları sıkça tekrar edin.
Kuralları göz hizasına gelecek şekilde, sınıfın dikkat çekecek bir yerine asın.
Kuralların bozulması durumunda öğrencilerin başlarına gelecek doğal ve mantıklı sonuçları düzenleyin (olay sonlandıktan, sükunet sağlandıktan sonra çocuk, o süreç içinde yaptığı zararın sorumluluğunu alır. Örneğin, eğer duvarı boyamışsa, ya okulda bir süre kalarak, ya da ertesi gün erken gelerek duvarı siler ya da boyar). Bu sonuçları, öğrenci ve/veya sınıf ile problem meydana gelmediği zamanlarda tartışın.
Küçük bir kusur için büyük bir ceza vermeyin. Cezayı, uygunsuz bir davranış meydana geldikten hemen sonra verin.
Adil ve tutarlı olun. Aynı spesifik yanlış davranışa daima aynı şekilde tepki verin.
Nörolojik bir bozukluktan kaynaklanan bir davranış (dürtüsellik, hiperaktivite, kısa süreli dikkat tikleri) için okul yönetimi tarafından verilen legal cezalardan kaçının.
Suçlama olmaksızın duygularınızı ifade ederek kontrollü davranışa model olun. Özellikle öğrencinin kontrolünü yitirdiği durumlarda sakin olmaya çalışın. Uzun öğütler, mantıksal nedenler vermekten kaçının. Öğrenci ile tartışmayın, güç mücadelesine girmeyin.
Kontrolü yeniden sağlayıncaya kadar öğrenciyi emin bir yere gönderin (time-out). (Bu yerde vurmak için yastık, plastik bir sopa veya kırılmaz bazı itemler bulundurun. Bu objeleri kullandığında öğrenciye olumlu pekiştireçler verin). (Öğrenci gönüllü olarak time-out verebilir; öğretmen time-out için öğrenciye işaret verebilir; öğretmen time-out için öğrenciyi yönlendirebilir).
Öğrenciye öfkesinin kontrolünü kaybetmeye başladığının işaretlerini tanımayı öğretin (aktivite seviyesinde artma, kızgın yüz ifadesi, ses tonunun düşmanca oluşu, kızgınlık kelimelerinin kullanımı, vokalizasyonun şiddetlenmesi, anksiyetede artma, inatçılık). Öğrenciye yakında kontrolü kaybedeceğini gösteren işaretleri tanımayı öğretin (yüz ve kulakların kızarması, kalbin çarpması, anksiyete, midenin sıkışması).
Kontrolünü kaybetmeden önce, duygu ve düşüncelerini sözelleştirmeyi çocuğa öğretin (Bu ödev çok zor. Bu çalışmayı anlamadım. Beni yalnız bırakın. Öfkelenmeye başlıyorum. gibi.)
Harekete geçmeden önce düşünmesini, durmasını çocuğa hatırlatmak için not defterine ya da sıranın üstüne basit görsel ipuçları verin. (Örneğin, kontrolünü sağladığında alacağı ödülün resmi gibi.)
Öğrenciye diğerlerinin kelimelerinden, ses tonundan, vücut dili ve yüz ifadesinden onların duygularını tanımayı ve tepki vermeyi öğretin.
Eğer diğer öğrenciler arkadaşlarının kendilerine yönelik kontrolsüz davranışlarından ötürü kızgınlık ve gücenmişlik duyguları içindeyseler, öğrenciye, bozulan ilişkilerini düzeltmek amacıyla cesaret verin.
Rutin işleyişteki değişiklikler stresi arttırıp anksiyete ve öfkeye yol açabilir. Uyumu kolaylaştırmak için değişikliklerle ilgili bilgiyi öğrenciye bildirin. (öğretmenin yokluğunu birkaç gün önceden bildirmek, bir faaliyetin sonlanmasına beş dakika kaldığını bildirmek gibi.)
Öğrencinin yapılandırılmamış , kalabalık ve çok sesli ortamlarda davranışları üzerindeki kontrolünü yitirdiğini unutmayın. Aşırı uyarıldığını fark ediyorsanız (tedirgin olduklarını, utandıklarını, arkadaşlarının kendisine dokunmasından rahatsız olduklarını da dile getirebilirler) kalabalık koridorlardan kaçınmak için sınıfı 2-3 dakika öncesi terk etmesine izin verin.
Kontrolü sağlamak için değişiklikten yararlanın (öğrenme merkezini veya bilgisayarı devreye sokmak gibi).
Gerilimi azaltmak için mizahı kullanın. Mizahın kullanımı öğrencinin zihnini başka yöne çeker ve olması yakınlaşan bir durumu bertaraf eder.
Stres altındaki bir çocuk kendiliğinden ve kolaylıkla çözüm seçenekleri üretemez. Çatışmaları çözümlemek için alternatif çözümleri araştırın.
Uygun dürtü kontrolünü yansıtan davranışlarda ve yeniden kontrol sağlandığında öğrenciyi ödüllendirin.
Problem durumlarında kullanılan etkili stratejileri öğrenci ile tartışın.
Problemi teşhis etmesini ve sözel olarak belirlemesini öğrenciye öğretin (-Problem nedir ? –Arkadaşlarıma vurdum).
Probleme neden olan durumda belirleyici olan faktörleri öğrenciye tanıtın (-Onlara niçin vurduğunu biliyor musun ? –Onlar benim adımı söylediler ve bana takıldılar).
Uygun olmayan davranışın sonuçları hakkında düşünmesine yardımcı olun (-Arkadaşlarına vurduğun zaman ne olur ? –Sıkıntı duyarım. Müdür odasına gönderilirim.).
Uygun amaçları saptamayı öğrenciye öğretin (-Problemi çözerek sen ne kazanacaksın ? –Sıkıntıya girmeyeceğim ve diğer insanlarla daha iyi anlaşacağım.).
Probleme çözümler ve alternatif tepkileri üretmede öğrenciye yardım edin (-Vurmak yerine ne gibi şeyler yapabileceğini düşünüyorsun ? –Bilmiyorum. –Yumruklar yerine kelimelerle dövüşmeye ne dersin ? –Mümkün ama, annem ve babam bazı kelimeleri söylediğimde kızıyorlar. –Onlarla birlikte uygun kelimelerin listesini yapabilirsin. Onların uygun gördüğü kelimeleri kullanabilirsin.).
Üretilen alternatif çözümlerin değerlendirilmesinde öğrenciye yardım edin (-İşleyecek mi ? Onu daha önce hiç denedin mi ? Seni ve diğerlerini etkileyecek mi ?).
Çocuğa davranışındaki değişikliğin sonuçlarını nasıl değerlendireceğini öğretin (-İşledi mi ? Memnun oldun mu ? Yeni bir problem var mı ? –Çok güç olmadı. İşliyor. Öyle sürpriz oldu ki, beni rahat bıraktı.).
Davranışındaki değişikliğin sonuçları hakkında nasıl pozitif ifadeler kullanacağını gösterin (Kızdırıldığımda kavgaya girmemeyi çok iyi becerdim. Kendimle gurur duyuyorum).
5. ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARINI GELİŞTİRMEK VE BAŞARIYI ARTTIRMAK
Başarısızlık şansını azaltan öğrenme deneyimleri sağlayın. Çocuğun öğrenmeye olan ilgisini ve başarı şansını arttırmak için uygun seçenekler sunun.
Öğrenciye, her çalışma esnasında aklında tutabileceği miktarda bilgi sunun.
Verdiğiniz ödeve ilişkin öğrencinizin görüşlerini alın. Görevini yerine getirebilmesi ile ilgili düşünce ve duygularını anlamaya çalışın.
Ödevlerin uygunluğunu değerlendirin. Öğrencide engellenme yaratacak (çok zor ve çok uzun) bir görev vermeyin. Bunun yanısıra, sıkıcı olabilecek (çok kolay, çok kısa, çok tekrarlayıcı) görevlerden de kaçının. Öğrencinin durumunun gerektirdiği kadar nitelikli ve incelikli görevler verin.
Öğrenci başarılı oluncaya kadar ödevle ilgili beklentilerinizi azaltın. Öğrenci başarı gösterdikçe ödevlerin güçlüğü ve uzunluğu giderek arttırılabilir.
Öğrenciyi sınıf ödevini bitirmeden eve göndermekten kaçının. Bitirilmemiş ödev çocukta ve ailesinde sıkıntı yaratır ve aralarında güç savaşına yol açar. Öğrenci okulda ödevini bitiremezse enerjisi azalacağından (hem fiziksel hem de bilişsel) evde de tamamlamakta zorluk çekecektir. Öğretmen, öğrencinin başarabileceği bir seviyede azaltılmış olan ödevde karalı ise, öğrenciyi ya boş zamanında ya da okuldan sonra kalarak bitirilmemiş ödevini tamamlamalıdır. Bu sürenin kısa olmasına dikkat edilmelidir. Öğretmen ve ebeveyn için elverişsiz bir durum olsa bile, ödev tamamlanmadığı sürece bu durumun sürekli uygulanmasında yarar vardır.
Ev ödevini hazırlama şansını arttırmak için, öğrencinin gerekli materyali çantasına koyup koymadığını her gün kontrol etmesini sağlayın.
Öğrencinize ve ailesine akşam yemeğinden önce ev ödevini tamamlamasını (yorgunluk ve uykusuzluk faktörünü bertaraf etmek için) önerin.
Ödev vermeseniz bile öğrencinizin evde yarım saatlik bir çalışmayı sürdürmesine destek olun.
Ödev kontrolünü mutlaka yapın.
Öğrenci genellikle günün başlangıcında canlanamaz; öğleden sonra da dikkat ve enerjisi azalır. Mümkünse akademik dersleri gün ortasına yaymaya çalışın. Diğer saatlere yapmaktan hoşlanabilecekleri ders veya etkinlikleri koyun.
Öğrenme isteğini kamçılayan (laboratuar vs.) ilginç bir çevre yaratın. Farklı duyular yoluyla (görsel, işitsel, dokunma, motor...) öğrenmesine olanak tanıyın.
Yeni bilgi ve becerileri verdikten hemen sonra, başarılı olmasını beklemeyin. Sözel bilgiyi kısa aralıklarla kesin ve yeniden gözden geçirip özetleyin ve öğrencinin tekrar etmesini sağlayın.
Çoğu öğrenci utandıkları için soru sormazlar. Soru sormak ve tekrarlamak için kendilerini rahat hissetmelerini sağlayın. Bilgiyi veya yönergeyi tekrar ettiğinizde sakin ve güven veren bir sesle konuşun.
Görevini tamamlama sırasında kendisini ya da uygun davranış gösteren diğer öğrencileri pekiştirin. Pekiştirirken görev sırasındaki davranışını daima tanımlayın : -“Sırasında gayet sakin bir biçimde oturan ve ödevine konsantre olan Ali’nin çalışması çok hoşuma gitti.”
Öğrencinin, ne kadar küçük olursa olsun başarısını ödüllendirin. Öğrencinin başarısının adımlarını açık bir şekilde tanımlayarak, gayretini ve coşkusunu arttırın. “Zamanını çok iyi değerlendirdin. Her gün 15 dakika çalışarak, dönem ödevini zamanında hazırladın.” Unutmayın ki, öğrenci başarıyı deneyimledikçe yeni bir göreve başlamak, yeni bilgiler edinmek için çaba sarf eder.
Başarı sağlamak için sorumluluk üstlenmesinde öğrenciye cesaret verin. Çok fazla koruyucu olmak, çocuğun kişisel başarı duygusunun gelişmesine engel olabilir. Yanlışların önemli öğrenme deneyimleri sağladığı noktasından hareketle, başarısızlığının sorumluluğunu da üzerine alması için öğrenciye cesaret verin.
Öğrencinin başarısı için en önemli unsur, ev ve okul arasındaki olumlu iletişimdir. Bu iletişim yeni belirtiler, değişen şartlar ve ilaca uyumla ilgili bilgiler için gereklidir. Bu nedenle öğrencinizin ailesi ile telefon ya da üzerine günlük değerlendirmelerin karşılıklı olarak yazıldığı not defteri sayesinde iletişiminizi sürdürün.